Faik Çetiner (2022-2023)
Bir teknik adam takımında İrfan Can (son 25 dakikada oyuna girdi) üzere bir silah var ise ve onu birinci 11’de alana sürmüyorsa bundan şu iletiler çıkabilir. Ya bu işi bilmiyor, ya taammüden bu biçimde davranıyor , ya da baş yapıyordur. Pereira’nın değerli silahlarını kulübede bıraktığı herkesi şaşırtan 11’i maça tutuk başladı. 3’lü defansta Novak sol stoper, Szalai sol kanat beki olmuştu.
Birinci 10 dakika ortasında kazanılan penaltıyı Mesut Özil gole çevirince Fenerbahçe cesaretlendi. Josef de Souza’nın şık vuruşuyla gelen birliktelik sayısı maça istikrar getirmişken, Vida’ın ikram pası kararı gelen gol Fenerbahçe ismine ”piyango” idi. Alanda topa sahip bir Beşiktaş ile, kontratak kovalayan bir Fenerbahçe vardı. Bir grup konutunda huzursuz oynuyorsa, teknik adam atak yapardı.
Lider ve arkadaşları…
Pereira bir daha oyunu seyretti, kulübesinde notlar aldı, rakip birlikteliği yakaladı, seyirci yansısıyla ataklar yaptı. İrfan Can’ı MertHakan’ı hatırladı. Hele hele Valencia üzere bir silahı bitime 3 dakika kala oyuna alışı mühiş(!) atılımdı. Sonuçta Fenerbahçe ezeli rakibini geçip, şampiyonluk argümanını sürdürecek iken havluyu tam attı. Bundan daha sonra Pereira gitse ne müellif, gitmese ne muharrir. Lider ve arkadaşları 5.nci dönemin hazırlıklarına başlasınlar. Yani yeni kupa kıssaları 2022/2023 dönemine kaldı.
Orhan Yıldırım (Kazanan çıkmadı)
Tepeyi yakından ilgilendiren maçta büyük çaba ve heyecan vardı. Fenerbahçe iki defa öne geçmesine karşın, iki puan bıraktı. Kartal uzatmada Batshuayi ile yan direğe takılıp, galibiyetten oldu. birliktee biten maç her iki kadroya da yaramadı. Taraftarlar maç boyunca Beşiktaş aleyhine küfür dolu tezahüratlar yaptı.
Tartışmalı penaltı
Beşiktaş maça baskılı başladı. Oyunu birinci dakikadan itibaren karşı alana taşıdı. Orta alanı kalabalık tutup, savunmayı öne çıkardı. Bunu yaparken kademe anlayışını unuttu. Fenerbahçe birinci atağında penaltı kazandı. Rakipten gelen top, Larin’in eline çarptı. ‘VAR’ onaylı karar tartışma yaratıp, reaksiyon çekti. Mesut Özil 14’te Ersin ile topu başka köşelere gönderdi: 1-0. Geriye düşen Kartal, oyun sisteminden taviz vermedi. 25’’te Souza düzgün vuruşla skora istikrar getirdi: 1-1.
Ne yaptın Vida
Maça ve skora gelen istikrarda oyun ortada giderken, Vida çıktı sahneye. Hırvat savunmacı, rakibe asist yaptı. Berisha bunu geri çevirmeyip golü attı: 2-1. Fenerbahçe 30’da bulduğu ikram gol ile devreyi önde bitirmesini bildi. Fırat Aydınus bu yarıda Mesut ve Szalai’nin kartlarını es geçti. Açık futbol oynayan iki kadro, dev maça yakışır manzara verdi.
Souza fark yarattı
Dev maçta her iki ekibin yıldız isimleri ortaya âlâ performans koydular. Lakin maça damgasını vuran hiç kuşkusuz Souza oldu. Brezilyalı futbolcu, oyunu iki istikamette epey tesirli oynayıp, eski ekibine karşı iki de gol atıp, maçın adamı olmayı bildi. Kartal, 59’da Rıdvan’ın ortasında Souza’nın şık baş golü ile bir puanı kapıp döndü: 2-2.
Mehmet Demirkol (Pereira’nın planı yoktu)
Pereira 2. bölgede dinamik bir pres, Başkan hoca ise topa sahip olan bir ön alan presi istedi. Fenerbahçe’nin dinamik presinde orta sahayı bypas edip süratle rakip alana inmek temel amaçtı. Bunun doğuracağı süratli geri dönüşlerde sağlam durmak için de muhtemelen bu biçimde bir takım tercih etti. Yani takıma göre oyun değil, rakip ve ona karşı ürettiği plana bakılırsa bir takım. bu biçimde olunca İrfan, Sosa, Valencia üzere bu maç kalitesi oyuncular dışarıda kalabiliyor.
Dün de o denli oldu. Ve zatenız birinci yarıda istediğini de aldı. Top Beşiktaş’taydı lakin şut istikrarı mesken sahibi lehineydi. Szalai’nin sol koridorda kullanılışı, Rossi’nin baskı yapacağı yerlere atılan uzan toplar vs… 2. bölgedeki dinamik baskının yarattığı bahtlar da var. Planlı bir kontratak oyunu değil ancak Portekizli pusu attı diyebiliriz. Belirli oranda işe yaradı.
Josef epey istedi lakin
Doğal bu tip oyunların riskleri de ikinci yarı prestijiyle Lider hoca tarafınca kullanıldı. Oğuzhan’ın oyun girişiyle hamlesi genişlettiler. Süratli sola dönüşlerle Rıdvan’ı akside çizgiden kaçırdılar ve Fenerbahçe için baskı yapmak zorlaştı. Beşiktaş bu kere yalnızca topu değil oyunu da aldı. Hem Rosier hem Rıdvan demarke hamle silahı oldu. Pereira gol geldikten daha sonra müdahale etti. Lakin oyunu çevirecek bir plan ortaya koyduğunu söylemek hayli sıkıntı. Mesut yorulup Rossi’in zorlayıcılığı olmayınca Beşiktaş tehdit hissetmedi. Lakin onlar da sanırım Souza kadar istemiyordu.
Ali Ece (Vida’ya tedbir almak zor)
Beşiktaş bu dönem oynadığı birçok maçta olduğu üzere daha uygun başlayıp birinci golü yiyen taraf oldu. Larin, penaltı sonucu verilen o konumda elini ne yapabilirdi, işte yeni kuralın saçmalığı. Birfazlaca kişi kendi kadrosu aleyhine penaltı verilmeden kuralın ne kadar saçma olduğunu anlamıyor. Taraftarlar ‘Kardeşim bizim ligde hangi kuralın uygulanmasında standart var ki?’ diye itiraz etseler, yerden göğe kadar haklılar!
Beşiktaş bu kere yenik duruma düştükten daha sonra çabucak dağılmadı. Hatta yeterli bir tepki verdi: Josef’in skoru 1-1’e getiren düzgün şutunda maç başından beri birinci kere Batshuayi savunma gerisine koşu kasmadı, sırtı dönük konum alma akıllılığını gösterdi.
Öbür stoper olsa…
Natürel momentumu belirleyen anlarda kıymetli olan kolektif akıl: Beşiktaş lehine bu sezonki Vida’ya tedbir almak, Mesut Özil yahut Fenerbahçe’nin rastgele bir hamle oyuncusuna bile tedbir almaktan daha zor! Aslında Hırvatistan fazlaca hoş bir ülke, orta alanları mükemmel, forvetleri epeyce âlâ lakin Beşiktaş’a gelen stoperleri sıhhatime ziyan verdiler. aslına bakarsanız Beşiktaş’ta bu kadar formsuz ve kusura meyilli Vida yerine oynatılabilecek stoper alternatifi olsaydı daha evvelki teknik yöneticiler oynatırdı. O yüzden Başkan hoca, ikinci yarıya Can yerine Oğuzhan’la başladı. En son Sao Paulo’da oynarken bir maçta 2 gol atan Josef, 59’da Rıdvan’ın eksiksiz ortasında bir kere daha skoru eşitledi.
Çebi dünden ders çıkarmalı
Vitor Pereira’nın aslında birinci 11’de İrfan ile başlaması gerekiyordu ve hatta Galatasaray derbi galibiyetinde olduğu üzere Mert Hakan ve/veya Sosa ile. Bir de Valencia’yı 90 artıda oyuna sokmak Pereira ismine adeta tüy dikmek oldu. Maç sonu tenkit oklarının lider Ali Koç’a dönmesi de bu açıdan doğal. Ahmet Parıltı Çebi’nin bundan ders çıkartıp duygusal değil mantığa uygun bir yeni hoca seçimi yapması şart!
Cem Dizdar (Geçiş oyunu!)
Fenerbahçe gergin, Beşiktaş şaşkın! Başlarken hangi ekibin nasıl oynayacağını kestirebilmek çoğumuz için mümkün değildi. bir daha de mesela, Beşiktaş için birtakım ipuçları vardı. Süreksiz görünen hoca Başkan Karaveli yetiştiği kültür gereği kadrosunu evvela ofans yüklü çıkaracaktı alana. O denli de oldu ve birinci devre bu biçimde sürüp gitti. Beşiktaş savunmadan atağa geçerken önemli eza yaşamasa da ‘’olumsuz düzen’’den epeyce iki öngörülemez detay niçiniyle iki gol yedi.
Birinci devrenin kontrollüsü Fenerbahçe, moda tabirle, ’’geçiş oyunu’’ arayışını bırakıp ikinci devreye hükümran başladı. Ne var ki, o orta tıpkı birinci devre Beşiktaş’ın yaşadığı üzere birlikteliğe getiren golü yedi. birlikteliği bozmak için İrfan Can ile Mert Hakan’ın oyuna girişiyle kaybedecek üzere oldukları tempolarını bir daha yakaladılar. Ancak bu defa de Beşiktaş ‘’geçiş oyunu’’ fırsatı kollar konuma geçmişti. Son Kayseri maçının ‘’dönüştürücüleri ’’Oğuzhan ile Güven’in alana sürülmesiyle fiili değilse de fikri bir tehdit de oluşturdular fakat Fenerbahçe nizamı en azından savunma konusunda oturmuştu. Durum bu biçimde olunca da oyunun geri kalanı tehlike yaratmaktan epeyce bir çeşit top kapma yarışına dönüştü. Ta ki, son dakikadaki Batshuayi’nin direğe takılan vuruşunu hazırlayan Beşiktaş’ın ‘’geçiş oyunu’’na kadar.
Faturası kesilecek…
Bu maç, genel olarak ülke özel olarak iki kadro için, ‘’gençlik’’ yada ‘’öz kaynak düzeni’’nin beden bulmuş halleri Berke ile Ersin üzerinden çok şey anlatıyor olmalı. Onca yanılgısına bir yenisini ekleyen Vida’nın yaptığı ve yapacağı tuhaflıkların faturası muhtemelen Lider Karaveli’ye kesilecek. halbuki Rıdvan Yılmaz gibisi genç oyuncuların yaptıkları yada yapacaklarının onun hanesine bir artısının olamayacağı da rahatça iddia edilebilir!
Erman Özgür (İki tarafa da yaramadı!)
Kendi alanında oynamasına karşın topu biraz Beşiktaş’a bırakarak başlayan Fenerbahçe planları tutan taraftı. Fırat Aydınus’un verdiği yoruma açık penaltı ve dönemin en berbat stoper performansına sahip Vida’nın ferdî kusurlarını uygun pahalandıran Fenerbahçe Berisha ve Mesut’la birinci yarıda istediğini alan taraftı. Beşiktaş ise Josef’in golüne karşın skor olarak daima geri düştüğü için dikine pası arayan, çabuk ve dikine oynamaya çalışan lakin skor olarak geride olan taraf olarak soyunma odasına gitti.
Baskıyı kuramadı
2. yarıya Oğuzhan’la gelen Beşiktaş bir daha topa ve oyuna hakimdi. Larin ve Batshuayi fazlaca etkisiz kalmasına karşın günün yıldızı Josef bir defa daha sahne aldı. Rıdvan’ın ortasında başla skoru yaptı. Fenerbahçe’de Pereira atak için adeta gol yemeği bekledi. Aslında sorun daha geneldi. Fenerbahçe maçın hiç bir kısmında Beşiktaş’a Kadıköy’de bir derbi oynadığını hissettirecek baskıyı kuramadı. Beşiktaş’ın pas oyununu yönetim eden Pjaniç, Oğuzhan oyuna girdikten daha sonra, Fenerbahçe’nin İrfan ve Mert Hakan ataklarına karşın oyun olarak genelde üstün oldu. Sonuçta alınan sonuç iki tarafa yaramazken, Fenerbahçe pamuk ipliğiyle bağlı olduğu şampiyonluk yarışından daha da uzaklaştı.
Serkan Akcan (Trabzon kazandı!)
Trabzonspor’un en yakın takipçilerindenHatayspor’u yenip, 42 puana ulaştığı bir haftada derbinin birliktee bitmesi hem Fenerbahçe hem Beşiktaş için kayıp sayılır. Vitor Pereira’nın bir daha bildiği sistemi 3-4-2-1 ile başladığı maçta Beşiktaş’ın topu Fenerbahçe’den alması sıkıntı olmadı. Başkan Karaveli, değerli bir teknik adamlık ön görüsüyle Josef’in önüne Can ve Pjanic’i yerleştirdi.Üstüne bir de Ghezzal’ın sağ kenarda tesirli oynaması Vitor Pereira’nın Szalai ile saha kenarında hayli erken kriz toplantısı yapmasına yol açtı.
Bu toplantının akabinde Szalai sol kenarı domine etmek için Ghezzal’ın koridorunu fiziğiyle kapatmaya çalıştı. Bunda da başarılı olduğu söylenebilir, çünkü Beşiktaş’ın üçüncü bölgede en hayli pas yapan oyuncusu Ghezzal’ın yüzdesi yalnızca 69’da kaldı. Pjanic ve arkadaşları topa sahip olsalar da üçüncü bölgede hayli düşük isabetle pas yapınca üst üste top kayıplarıyla rakip ceza alanına ulaşamadılar. Bu da gol beklentilerini gözle görülür biçimde düşürdü. Erken penaltıyla öne geçen Fenerbahçe’nin oyun usulü yüksek tempoya endeksli olduğundan Beşiktaş’tan fazla kilometre yaptılar.
Karaveli talihi hak ediyor
Alanları kapattılar, Beşiktaş’ın topa nitelikli sahip olmasını kısmen engellediler. Batshuayi’ye, Serdar Aziz’i verip, ceza alanı civarında toptan uzak tutmak uygun bir fikirdi ama bu duruma Beşiktaş’ın aldığı Josef tedbiri maçın bahtını değiştirdi. Batshuayi kuvvetli bir santrfor ve sırtına aldığı stoperleri sürüklerken Josef açılan alanları doldurdu. Brezilyalı orta saha attığı 2 golle gecenin yıldızı olmakla kalmadı, Beşiktaş’ın Kadıköy’deki aktörü oldu. Vitor Pereira’nın oynatmaya çalıştığı futbol şampiyonluk yarışı için ne derece kâfi olur bilinmez fakat Başkan Karaveli’nin derbideki öngörü ve atılımları Beşiktaş idaresinden bir bahtı hak edecek kadar düzgündü.
Deniz Çoban (Penaltı yanlıştı)
Maçın hakemi Fırat Aydınus, 90 dakika boyunca denetimi elinde bulundurdu. Alanda kendini oyunculara kabul ettirdi.Çok fazla kritik karar vermek zorunda kalmadı. İkili gayretlerin yoğunlukta olduğu maçta, birtakım faul ve kart yanlışları yaptı. 12’de Beşiktaş ceza alanı ortasında Larin’in koluna gelen topta penaltı düdüğü çaldı. Durumda Rossi ile gayret halinde olan Larin topu görmüyordu ve kolları doğal pozisyondaydı. Rossi’nin başından seken top beklenmedik formla Larin’in koluyla buluştu. Penaltı verilmemesi gerekirdi. 17’de Necip’in sakatlandığı konumda hakem faul düdüğü çalmadı. Konumda faul düdüğü çalınmalı ve birlikteinde Mesut’a sarı kart gösterilmeliydi.
Her ne kadar Necip bu konumda sakatlanmış olsa da hareketin özünde görünen şiddetli bir darbe yoktu. 70’te Szalai, Ghezzal uğraşında Beşiktaşlılar sarı kart beklediler lakin Fenerbahçeli oyuncunun faulünde sarı kart kafiydi. 43’teCan’ın, Crespo’ya faulünde gerçek bir sarı kart çıktı. 63’te Samuel’in, Larin’in ayağına bastığı durumda, Fenerbahçeli oyuncu sarı kart görmeliydi lakin durumda kart çıkmadı. 69’da Rıdvan’ın, Mert’i formasından ısrarlı biçimde çektiği konumda çıkan sarı kart doğruydu. 74’te Szalai’nin, Ghezzal’a faulünde çıkan sarı kart doğruydu. Birebir dakikada oyuncular içinde yaşanan gerginlikte sarı kartlar çıkabilirdi. Hiç şayet olmazsa kalesini terk ederek olaya müdahil olan Berke sarı kart görmeliydi.
Kırmızı için kâfi değildi
76’da Vida-Novak gayretinde hakemin devam sonucu doğruydu. Durumda penaltı yoktu. 77’de Batshuayi ve Serdar’ın tıpkı durumda gördükleri sarı kart doğruydu. 79’da Crespo’nun, Güven’e faulünde umut vadeden atak yoktu. Hakemin sarı kart görmemesini anlarım lakin taktik faul sebebi öne sürülerek bir sarı kart çıkartabilirdi. 81’de Crespo’nun, Pjanic’in ayağına bastığı durumda sarı kart çıkmalıydı, hakem faul çalmadı.
82’de Szalai-Josef ikili uğraşında Szalai için ikinci sarı kart beklendi lakin ısrarlı bir çekme yoktu. Hareket ikinci sarı kart için kâfi değildi. 80’de Oğuzhan’ın, Serdar’a faulünde çıkan sarı kart doğruydu. 90+1’de Ghezzal’ın, Mesut’a faulünde çıkan sarı kart doğruydu. 90+2’de İrfanCan’ın, Vida’nın ayağına bastığı konumda sarı kart çıkmalıydı, çıkmadı.
Umut Eken (Teknik adam oyunu)
Beşiktaş’ın ileride oynama ısrarı, Fenerbahçe’ye baskın bahtları tanıdı. Szalai bile kontrada son topu oynayan adam oldu. Vida’nın sakarlığı daha sonrası gelen gol de bir baskın atak. Öbür yandan Fenerbahçe’nin açık alan kovalayan bu oyunu, Galatasaray derbisindeki sonuçları vermedi. Atakları finalize edemediler. Korner sayıları 0-7. Bu bilgi değerli. Fenerbahçe atak bitiremediği için korner dahi kullanamadı.
Teknik erkeklerin da yerinde müdahalelerini izlediğimiz bir oyundu. Oğuzhan’ın ikinci yarıdaki varlığıyla Beşiktaş büsbütün hükmetti alana. Birinci yarıdakinin bilakis, Beşiktaş dönen topları alınca bu kere baskın talihi vermedi rakibine. O dakikalarda skor 2-2 olunca bir öteki etken devreye girdi! Atmosfer değişik bir hal aldı. Tribünde rüzgar göndü, saha ortasında Fenerbahçe, kulübede Pereira gergin kaldı. Kısa periyodik bu şok daha sonrası İrfan ve Mert Hakan’ı alana atıp topu almak isteyen Pereira kısmen başarılı olabildi.
Beşiktaş savunmasını yıpratacak Valencia’yı daha evvel alabilir miydi? İrfan-Mert Hakan atağını pekiştirecek kozu oynamakta gecikti üzere. Valencia tabana daha erken bassa, o değerli dakikalar daha üretken geçilebilirdi. Öteki yandan Başkan Karaveli her şeyi âlâ yaptı üzere. Onu bu maçta eleştirebilmek fazlaca sıkıntı. Üstte satır ortalarında kalan istatistiği hatırlatarak bitirmek lazım. Kornerler 0-7!
Birinci 10 dakika ortasında kazanılan penaltıyı Mesut Özil gole çevirince Fenerbahçe cesaretlendi. Josef de Souza’nın şık vuruşuyla gelen birliktelik sayısı maça istikrar getirmişken, Vida’ın ikram pası kararı gelen gol Fenerbahçe ismine ”piyango” idi. Alanda topa sahip bir Beşiktaş ile, kontratak kovalayan bir Fenerbahçe vardı. Bir grup meskeninde huzursuz oynuyorsa, teknik adam atak yapardı.
Lider ve arkadaşları…
Pereira bir daha oyunu seyretti, kulübesinde notlar aldı, rakip birlikteliği yakaladı, seyirci reaksiyonuyla atılımlar yaptı. İrfan Can’ı MertHakan’ı hatırladı. Hele hele Valencia üzere bir silahı bitime 3 dakika kala oyuna alışı mühiş(!) ataktı. Sonuçta Fenerbahçe ezeli rakibini geçip, şampiyonluk tezini sürdürecek iken havluyu tam attı. Bundan daha sonra Pereira gitse ne muharrir, gitmese ne müellif. Lider ve arkadaşları 5.nci dönemin hazırlıklarına başlasınlar. Yani yeni kupa kıssaları 2022/2023 dönemine kaldı.
Orhan Yıldırım (Kazanan çıkmadı)
Tepeyi yakından ilgilendiren maçta büyük uğraş ve heyecan vardı. Fenerbahçe iki kere öne geçmesine karşın, iki puan bıraktı. Kartal uzatmada Batshuayi ile yan direğe takılıp, galibiyetten oldu. birliktee biten maç her iki kadroya da yaramadı. Taraftarlar maç boyunca Beşiktaş aleyhine küfür dolu tezahüratlar yaptı.
Tartışmalı penaltı
Beşiktaş maça baskılı başladı. Oyunu birinci dakikadan itibaren karşı alana taşıdı. Orta alanı kalabalık tutup, savunmayı öne çıkardı. Bunu yaparken kademe anlayışını unuttu. Fenerbahçe birinci atağında penaltı kazandı. Rakipten gelen top, Larin’in eline çarptı. ‘VAR’ onaylı karar tartışma yaratıp, reaksiyon çekti. Mesut Özil 14’te Ersin ile topu başka köşelere gönderdi: 1-0. Geriye düşen Kartal, oyun sisteminden taviz vermedi. 25’’te Souza düzgün vuruşla skora istikrar getirdi: 1-1.
Ne yaptın Vida
Maça ve skora gelen istikrarda oyun ortada giderken, Vida çıktı sahneye. Hırvat savunmacı, rakibe asist yaptı. Berisha bunu geri çevirmeyip golü attı: 2-1. Fenerbahçe 30’da bulduğu ikram gol ile devreyi önde bitirmesini bildi. Fırat Aydınus bu yarıda Mesut ve Szalai’nin kartlarını es geçti. Açık futbol oynayan iki ekip, dev maça yakışır imaj verdi.
Souza fark yarattı
Dev maçta her iki ekibin yıldız isimleri ortaya uygun performans koydular. Fakat maça damgasını vuran hiç kuşkusuz Souza oldu. Brezilyalı futbolcu, oyunu iki istikamette epeyce tesirli oynayıp, eski ekibine karşı iki de gol atıp, maçın adamı olmayı bildi. Kartal, 59’da Rıdvan’ın ortasında Souza’nın şık baş golü ile bir puanı kapıp döndü: 2-2.
Mehmet Demirkol (Pereira’nın planı yoktu)
Pereira 2. bölgede dinamik bir pres, Lider hoca ise topa sahip olan bir ön alan presi istedi. Fenerbahçe’nin dinamik presinde orta sahayı bypas edip süratle rakip alana inmek temel amaçtı. Bunun doğuracağı süratli geri dönüşlerde sağlam durmak için de muhtemelen bu biçimde bir takım tercih etti. Yani takıma bakılırsa oyun değil, rakip ve ona karşı ürettiği plana göre bir takım. bu biçimde olunca İrfan, Sosa, Valencia üzere bu maç kalitesi oyuncular dışarıda kalabiliyor.
Dün de o denli oldu. Ve zatenız birinci yarıda istediğini de aldı. Top Beşiktaş’taydı fakat şut istikrarı mesken sahibi lehineydi. Szalai’nin sol koridorda kullanılışı, Rossi’nin baskı yapacağı yerlere atılan uzan toplar vs… 2. bölgedeki dinamik baskının yarattığı bahtlar da var. Planlı bir kontratak oyunu değil fakat Portekizli pusu attı diyebiliriz. Aşikâr oranda işe yaradı.
Josef fazlaca istedi lakin
Olağan bu tip oyunların riskleri de ikinci yarı prestijiyle Lider hoca tarafınca kullanıldı. Oğuzhan’ın oyun girişiyle atağı genişlettiler. Süratli sola dönüşlerle Rıdvan’ı aykırıda çizgiden kaçırdılar ve Fenerbahçe için baskı yapmak zorlaştı. Beşiktaş bu sefer yalnızca topu değil oyunu da aldı. Hem Rosier hem Rıdvan demarke hamle silahı oldu. Pereira gol geldikten daha sonra müdahale etti. Lakin oyunu çevirecek bir plan ortaya koyduğunu söylemek epeyce sıkıntı. Mesut yorulup Rossi’in zorlayıcılığı olmayınca Beşiktaş tehdit hissetmedi. Lakin onlar da sanırım Souza kadar istemiyordu.
Ali Ece (Vida’ya tedbir almak zor)
Beşiktaş bu dönem oynadığı birden fazla maçta olduğu üzere daha düzgün başlayıp birinci golü yiyen taraf oldu. Larin, penaltı sonucu verilen o konumda elini ne yapabilirdi, işte yeni kuralın saçmalığı. Birfazlaca kişi kendi ekibi aleyhine penaltı verilmeden kuralın ne kadar saçma olduğunu anlamıyor. Taraftarlar ‘Kardeşim bizim ligde hangi kuralın uygulanmasında standart var ki?’ diye itiraz etseler, yerden göğe kadar haklılar!
Beşiktaş bu sefer yenik duruma düştükten daha sonra çabucak dağılmadı. Hatta güzel bir tepki verdi: Josef’in skoru 1-1’e getiren yeterli şutunda maç başından beri birinci kere Batshuayi savunma ardına koşu kasmadı, sırtı dönük konum alma akıllılığını gösterdi.
Öbür stoper olsa…
Olağan momentumu belirleyen anlarda değerli olan kolektif akıl: Beşiktaş lehine bu sezonki Vida’ya tedbir almak, Mesut Özil yahut Fenerbahçe’nin rastgele bir hamle oyuncusuna bile tedbir almaktan daha zor! Aslında Hırvatistan hayli hoş bir ülke, orta alanları kusursuz, forvetleri fazlaca güzel lakin Beşiktaş’a gelen stoperleri sıhhatime ziyan verdiler. aslına bakarsanız Beşiktaş’ta bu kadar formsuz ve kusura meyilli Vida yerine oynatılabilecek stoper alternatifi olsaydı daha evvelki teknik yöneticiler oynatırdı. O yüzden Başkan hoca, ikinci yarıya Can yerine Oğuzhan’la başladı. En son Sao Paulo’da oynarken bir maçta 2 gol atan Josef, 59’da Rıdvan’ın harika ortasında bir sefer daha skoru eşitledi.
Çebi dünden ders çıkarmalı
Vitor Pereira’nın aslında birinci 11’de İrfan ile başlaması gerekiyordu ve hatta Galatasaray derbi galibiyetinde olduğu üzere Mert Hakan ve/veya Sosa ile. Bir de Valencia’yı 90 artıda oyuna sokmak Pereira ismine adeta tüy dikmek oldu. Maç sonu tenkit oklarının lider Ali Koç’a dönmesi de bu açıdan doğal. Ahmet Işık Çebi’nin bundan ders çıkartıp duygusal değil mantığa uygun bir yeni hoca seçimi yapması şart!
Cem Dizdar (Geçiş oyunu!)
Fenerbahçe gergin, Beşiktaş şaşkın! Başlarken hangi ekibin nasıl oynayacağını kestirebilmek çoğumuz için mümkün değildi. bir daha de mesela, Beşiktaş için kimi ipuçları vardı. Süreksiz görünen hoca Başkan Karaveli yetiştiği kültür gereği kadrosunu evvela ofans yüklü çıkaracaktı alana. O denli de oldu ve birinci devre bu biçimde sürüp gitti. Beşiktaş savunmadan hamleye geçerken önemli dert yaşamasa da ‘’olumsuz düzen’’den çok iki öngörülemez detay niçiniyle iki gol yedi.
Birinci devrenin kontrollüsü Fenerbahçe, moda tabirle, ’’geçiş oyunu’’ arayışını bırakıp ikinci devreye hükümran başladı. Ne var ki, o orta tıpkı birinci devre Beşiktaş’ın yaşadığı üzere birlikteliğe getiren golü yedi. birlikteliği bozmak için İrfan Can ile Mert Hakan’ın oyuna girişiyle kaybedecek üzere oldukları tempolarını bir daha yakaladılar. Lakin bu sefer de Beşiktaş ‘’geçiş oyunu’’ fırsatı kollar duruma geçmişti. Son Kayseri maçının ‘’dönüştürücüleri ’’Oğuzhan ile Güven’in alana sürülmesiyle fiili değilse de fikri bir tehdit de oluşturdular lakin Fenerbahçe sistemi en azından savunma konusunda oturmuştu. Durum bu biçimde olunca da oyunun geri kalanı tehlike yaratmaktan epeyce bir cins top kapma yarışına dönüştü. Ta ki, son dakikadaki Batshuayi’nin direğe takılan vuruşunu hazırlayan Beşiktaş’ın ‘’geçiş oyunu’’na kadar.
Faturası kesilecek…
Bu maç, genel olarak ülke özel olarak iki ekip için, ‘’gençlik’’ yada ‘’öz kaynak düzeni’’nin beden bulmuş halleri Berke ile Ersin üzerinden epey şey anlatıyor olmalı. Onca yanılgısına bir yenisini ekleyen Vida’nın yaptığı ve yapacağı tuhaflıkların faturası muhtemelen Lider Karaveli’ye kesilecek. halbuki Rıdvan Yılmaz gibisi genç oyuncuların yaptıkları yada yapacaklarının onun hanesine bir artısının olamayacağı da rahatça iddia edilebilir!
Erman Özgür (İki tarafa da yaramadı!)
Kendi alanında oynamasına karşın topu biraz Beşiktaş’a bırakarak başlayan Fenerbahçe planları tutan taraftı. Fırat Aydınus’un verdiği yoruma açık penaltı ve dönemin en berbat stoper performansına sahip Vida’nın ferdi kusurlarını düzgün pahalandıran Fenerbahçe Berisha ve Mesut’la birinci yarıda istediğini alan taraftı. Beşiktaş ise Josef’in golüne karşın skor olarak daima geri düştüğü için dikine pası arayan, çabuk ve dikine oynamaya çalışan lakin skor olarak geride olan taraf olarak soyunma odasına gitti.
Baskıyı kuramadı
2. yarıya Oğuzhan’la gelen Beşiktaş bir daha topa ve oyuna hakimdi. Larin ve Batshuayi hayli etkisiz kalmasına karşın günün yıldızı Josef bir sefer daha sahne aldı. Rıdvan’ın ortasında başla skoru yaptı. Fenerbahçe’de Pereira atak için adeta gol yemeği bekledi. Aslında problem daha geneldi. Fenerbahçe maçın hiç bir kısmında Beşiktaş’a Kadıköy’de bir derbi oynadığını hissettirecek baskıyı kuramadı. Beşiktaş’ın pas oyununu yönetim eden Pjaniç, Oğuzhan oyuna girdikten daha sonra, Fenerbahçe’nin İrfan ve Mert Hakan ataklarına karşın oyun olarak genelde üstün oldu. Sonuçta alınan sonuç iki tarafa yaramazken, Fenerbahçe pamuk ipliğiyle bağlı olduğu şampiyonluk yarışından daha da uzaklaştı.
Serkan Akcan (Trabzon kazandı!)
Trabzonspor’un en yakın takipçilerindenHatayspor’u yenip, 42 puana ulaştığı bir haftada derbinin birliktee bitmesi hem Fenerbahçe hem Beşiktaş için kayıp sayılır. Vitor Pereira’nın bir daha bildiği sistemi 3-4-2-1 ile başladığı maçta Beşiktaş’ın topu Fenerbahçe’den alması güç olmadı. Lider Karaveli, değerli bir teknik adamlık ön görüsüyle Josef’in önüne Can ve Pjanic’i yerleştirdi.Üstüne bir de Ghezzal’ın sağ kenarda tesirli oynaması Vitor Pereira’nın Szalai ile saha kenarında epeyce erken kriz toplantısı yapmasına yol açtı.
Bu toplantının akabinde Szalai sol kenarı domine etmek için Ghezzal’ın koridorunu fiziğiyle kapatmaya çalıştı. Bunda da başarılı olduğu söylenebilir, çünkü Beşiktaş’ın üçüncü bölgede en çok pas yapan oyuncusu Ghezzal’ın yüzdesi yalnızca 69’da kaldı. Pjanic ve arkadaşları topa sahip olsalar da üçüncü bölgede fazlaca düşük isabetle pas yapınca üst üste top kayıplarıyla rakip ceza alanına ulaşamadılar. Bu da gol beklentilerini gözle görülür biçimde düşürdü. Erken penaltıyla öne geçen Fenerbahçe’nin oyun biçimi yüksek tempoya endeksli olduğundan Beşiktaş’tan fazla kilometre yaptılar.
Karaveli talihi hak ediyor
Alanları kapattılar, Beşiktaş’ın topa nitelikli sahip olmasını kısmen engellediler. Batshuayi’ye, Serdar Aziz’i verip, ceza alanı civarında toptan uzak tutmak uygun bir fikirdi ancak bu duruma Beşiktaş’ın aldığı Josef tedbiri maçın bahtını değiştirdi. Batshuayi kuvvetli bir santrfor ve sırtına aldığı stoperleri sürüklerken Josef açılan alanları doldurdu. Brezilyalı orta saha attığı 2 golle gecenin yıldızı olmakla kalmadı, Beşiktaş’ın Kadıköy’deki aktörü oldu. Vitor Pereira’nın oynatmaya çalıştığı futbol şampiyonluk yarışı için ne derece kâfi olur bilinmez fakat Başkan Karaveli’nin derbideki öngörü ve atakları Beşiktaş idaresinden bir talihi hak edecek kadar düzgündü.
Deniz Çoban (Penaltı yanlıştı)
Maçın hakemi Fırat Aydınus, 90 dakika boyunca denetimi elinde bulundurdu. Alanda kendini oyunculara kabul ettirdi.Çok fazla kritik karar vermek zorunda kalmadı. İkili gayretlerin yoğunlukta olduğu maçta, kimi faul ve kart yanılgıları yaptı. 12’de Beşiktaş ceza alanı ortasında Larin’in koluna gelen topta penaltı düdüğü çaldı. Konumda Rossi ile çaba halinde olan Larin topu görmüyordu ve kolları doğal pozisyondaydı. Rossi’nin başından seken top beklenmedik biçimle Larin’in koluyla buluştu. Penaltı verilmemesi gerekirdi. 17’de Necip’in sakatlandığı konumda hakem faul düdüğü çalmadı. Durumda faul düdüğü çalınmalı ve birlikteinde Mesut’a sarı kart gösterilmeliydi.
Her ne kadar Necip bu durumda sakatlanmış olsa da hareketin özünde görünen şiddetli bir darbe yoktu. 70’te Szalai, Ghezzal çabasında Beşiktaşlılar sarı kart beklediler lakin Fenerbahçeli oyuncunun faulünde sarı kart kafiydi. 43’teCan’ın, Crespo’ya faulünde yanlışsız bir sarı kart çıktı. 63’te Samuel’in, Larin’in ayağına bastığı durumda, Fenerbahçeli oyuncu sarı kart görmeliydi lakin konumda kart çıkmadı. 69’da Rıdvan’ın, Mert’i formasından ısrarlı biçimde çektiği konumda çıkan sarı kart doğruydu. 74’te Szalai’nin, Ghezzal’a faulünde çıkan sarı kart doğruydu. Tıpkı dakikada oyuncular içinde yaşanan gerginlikte sarı kartlar çıkabilirdi. Hiç şayet olmazsa kalesini terk ederek olaya müdahil olan Berke sarı kart görmeliydi.
Kırmızı için kâfi değildi
76’da Vida-Novak uğraşında hakemin devam sonucu doğruydu. Durumda penaltı yoktu. 77’de Batshuayi ve Serdar’ın tıpkı konumda gördükleri sarı kart doğruydu. 79’da Crespo’nun, Güven’e faulünde umut vadeden atak yoktu. Hakemin sarı kart görmemesini anlarım fakat taktik faul nedeni öne sürülerek bir sarı kart çıkartabilirdi. 81’de Crespo’nun, Pjanic’in ayağına bastığı durumda sarı kart çıkmalıydı, hakem faul çalmadı.
82’de Szalai-Josef ikili gayretinde Szalai için ikinci sarı kart beklendi lakin ısrarlı bir çekme yoktu. Hareket ikinci sarı kart için kâfi değildi. 80’de Oğuzhan’ın, Serdar’a faulünde çıkan sarı kart doğruydu. 90+1’de Ghezzal’ın, Mesut’a faulünde çıkan sarı kart doğruydu. 90+2’de İrfanCan’ın, Vida’nın ayağına bastığı durumda sarı kart çıkmalıydı, çıkmadı.
Umut Eken (Teknik adam oyunu)
Beşiktaş’ın ileride oynama ısrarı, Fenerbahçe’ye baskın bahtları tanıdı. Szalai bile kontrada son topu oynayan adam oldu. Vida’nın sakarlığı daha sonrası gelen gol de bir baskın atak. Başka yandan Fenerbahçe’nin açık alan kovalayan bu oyunu, Galatasaray derbisindeki sonuçları vermedi. Atakları finalize edemediler. Korner sayıları 0-7. Bu bilgi kıymetli. Fenerbahçe atak bitiremediği için korner dahi kullanamadı.
Teknik erkeklerin da yerinde müdahalelerini izlediğimiz bir oyundu. Oğuzhan’ın ikinci yarıdaki varlığıyla Beşiktaş büsbütün hükmetti alana. Birinci yarıdakinin bilakis, Beşiktaş dönen topları alınca bu defa baskın bahtı vermedi rakibine. O dakikalarda skor 2-2 olunca bir öteki etken devreye girdi! Atmosfer değişik bir hal aldı. Tribünde rüzgar göndü, saha ortasında Fenerbahçe, kulübede Pereira gergin kaldı. Kısa müddetli bu şok daha sonrası İrfan ve Mert Hakan’ı alana atıp topu almak isteyen Pereira kısmen başarılı olabildi.
Beşiktaş savunmasını yıpratacak Valencia’yı daha evvel alabilir miydi? İrfan-Mert Hakan atağını pekiştirecek kozu oynamakta gecikti üzere. Valencia tabana daha erken bassa, o değerli dakikalar daha üretken geçilebilirdi. Öteki yandan Başkan Karaveli her şeyi yeterli yaptı üzere. Onu bu maçta eleştirebilmek epeyce sıkıntı. Üstte satır ortalarında kalan istatistiği hatırlatarak bitirmek lazım. Kornerler 0-7!
Bir teknik adam takımında İrfan Can (son 25 dakikada oyuna girdi) üzere bir silah var ise ve onu birinci 11’de alana sürmüyorsa bundan şu iletiler çıkabilir. Ya bu işi bilmiyor, ya taammüden bu biçimde davranıyor , ya da baş yapıyordur. Pereira’nın değerli silahlarını kulübede bıraktığı herkesi şaşırtan 11’i maça tutuk başladı. 3’lü defansta Novak sol stoper, Szalai sol kanat beki olmuştu.
Birinci 10 dakika ortasında kazanılan penaltıyı Mesut Özil gole çevirince Fenerbahçe cesaretlendi. Josef de Souza’nın şık vuruşuyla gelen birliktelik sayısı maça istikrar getirmişken, Vida’ın ikram pası kararı gelen gol Fenerbahçe ismine ”piyango” idi. Alanda topa sahip bir Beşiktaş ile, kontratak kovalayan bir Fenerbahçe vardı. Bir grup konutunda huzursuz oynuyorsa, teknik adam atak yapardı.
Lider ve arkadaşları…
Pereira bir daha oyunu seyretti, kulübesinde notlar aldı, rakip birlikteliği yakaladı, seyirci yansısıyla ataklar yaptı. İrfan Can’ı MertHakan’ı hatırladı. Hele hele Valencia üzere bir silahı bitime 3 dakika kala oyuna alışı mühiş(!) atılımdı. Sonuçta Fenerbahçe ezeli rakibini geçip, şampiyonluk argümanını sürdürecek iken havluyu tam attı. Bundan daha sonra Pereira gitse ne müellif, gitmese ne muharrir. Lider ve arkadaşları 5.nci dönemin hazırlıklarına başlasınlar. Yani yeni kupa kıssaları 2022/2023 dönemine kaldı.
Orhan Yıldırım (Kazanan çıkmadı)
Tepeyi yakından ilgilendiren maçta büyük çaba ve heyecan vardı. Fenerbahçe iki defa öne geçmesine karşın, iki puan bıraktı. Kartal uzatmada Batshuayi ile yan direğe takılıp, galibiyetten oldu. birliktee biten maç her iki kadroya da yaramadı. Taraftarlar maç boyunca Beşiktaş aleyhine küfür dolu tezahüratlar yaptı.
Tartışmalı penaltı
Beşiktaş maça baskılı başladı. Oyunu birinci dakikadan itibaren karşı alana taşıdı. Orta alanı kalabalık tutup, savunmayı öne çıkardı. Bunu yaparken kademe anlayışını unuttu. Fenerbahçe birinci atağında penaltı kazandı. Rakipten gelen top, Larin’in eline çarptı. ‘VAR’ onaylı karar tartışma yaratıp, reaksiyon çekti. Mesut Özil 14’te Ersin ile topu başka köşelere gönderdi: 1-0. Geriye düşen Kartal, oyun sisteminden taviz vermedi. 25’’te Souza düzgün vuruşla skora istikrar getirdi: 1-1.
Ne yaptın Vida
Maça ve skora gelen istikrarda oyun ortada giderken, Vida çıktı sahneye. Hırvat savunmacı, rakibe asist yaptı. Berisha bunu geri çevirmeyip golü attı: 2-1. Fenerbahçe 30’da bulduğu ikram gol ile devreyi önde bitirmesini bildi. Fırat Aydınus bu yarıda Mesut ve Szalai’nin kartlarını es geçti. Açık futbol oynayan iki kadro, dev maça yakışır manzara verdi.
Souza fark yarattı
Dev maçta her iki ekibin yıldız isimleri ortaya âlâ performans koydular. Lakin maça damgasını vuran hiç kuşkusuz Souza oldu. Brezilyalı futbolcu, oyunu iki istikamette epey tesirli oynayıp, eski ekibine karşı iki de gol atıp, maçın adamı olmayı bildi. Kartal, 59’da Rıdvan’ın ortasında Souza’nın şık baş golü ile bir puanı kapıp döndü: 2-2.
Mehmet Demirkol (Pereira’nın planı yoktu)
Pereira 2. bölgede dinamik bir pres, Başkan hoca ise topa sahip olan bir ön alan presi istedi. Fenerbahçe’nin dinamik presinde orta sahayı bypas edip süratle rakip alana inmek temel amaçtı. Bunun doğuracağı süratli geri dönüşlerde sağlam durmak için de muhtemelen bu biçimde bir takım tercih etti. Yani takıma göre oyun değil, rakip ve ona karşı ürettiği plana bakılırsa bir takım. bu biçimde olunca İrfan, Sosa, Valencia üzere bu maç kalitesi oyuncular dışarıda kalabiliyor.
Dün de o denli oldu. Ve zatenız birinci yarıda istediğini de aldı. Top Beşiktaş’taydı lakin şut istikrarı mesken sahibi lehineydi. Szalai’nin sol koridorda kullanılışı, Rossi’nin baskı yapacağı yerlere atılan uzan toplar vs… 2. bölgedeki dinamik baskının yarattığı bahtlar da var. Planlı bir kontratak oyunu değil ancak Portekizli pusu attı diyebiliriz. Belirli oranda işe yaradı.
Josef epey istedi lakin
Doğal bu tip oyunların riskleri de ikinci yarı prestijiyle Lider hoca tarafınca kullanıldı. Oğuzhan’ın oyun girişiyle hamlesi genişlettiler. Süratli sola dönüşlerle Rıdvan’ı akside çizgiden kaçırdılar ve Fenerbahçe için baskı yapmak zorlaştı. Beşiktaş bu kere yalnızca topu değil oyunu da aldı. Hem Rosier hem Rıdvan demarke hamle silahı oldu. Pereira gol geldikten daha sonra müdahale etti. Lakin oyunu çevirecek bir plan ortaya koyduğunu söylemek hayli sıkıntı. Mesut yorulup Rossi’in zorlayıcılığı olmayınca Beşiktaş tehdit hissetmedi. Lakin onlar da sanırım Souza kadar istemiyordu.
Ali Ece (Vida’ya tedbir almak zor)
Beşiktaş bu dönem oynadığı birçok maçta olduğu üzere daha uygun başlayıp birinci golü yiyen taraf oldu. Larin, penaltı sonucu verilen o konumda elini ne yapabilirdi, işte yeni kuralın saçmalığı. Birfazlaca kişi kendi kadrosu aleyhine penaltı verilmeden kuralın ne kadar saçma olduğunu anlamıyor. Taraftarlar ‘Kardeşim bizim ligde hangi kuralın uygulanmasında standart var ki?’ diye itiraz etseler, yerden göğe kadar haklılar!
Beşiktaş bu kere yenik duruma düştükten daha sonra çabucak dağılmadı. Hatta yeterli bir tepki verdi: Josef’in skoru 1-1’e getiren düzgün şutunda maç başından beri birinci kere Batshuayi savunma gerisine koşu kasmadı, sırtı dönük konum alma akıllılığını gösterdi.
Öbür stoper olsa…
Natürel momentumu belirleyen anlarda kıymetli olan kolektif akıl: Beşiktaş lehine bu sezonki Vida’ya tedbir almak, Mesut Özil yahut Fenerbahçe’nin rastgele bir hamle oyuncusuna bile tedbir almaktan daha zor! Aslında Hırvatistan fazlaca hoş bir ülke, orta alanları mükemmel, forvetleri epeyce âlâ lakin Beşiktaş’a gelen stoperleri sıhhatime ziyan verdiler. aslına bakarsanız Beşiktaş’ta bu kadar formsuz ve kusura meyilli Vida yerine oynatılabilecek stoper alternatifi olsaydı daha evvelki teknik yöneticiler oynatırdı. O yüzden Başkan hoca, ikinci yarıya Can yerine Oğuzhan’la başladı. En son Sao Paulo’da oynarken bir maçta 2 gol atan Josef, 59’da Rıdvan’ın eksiksiz ortasında bir kere daha skoru eşitledi.
Çebi dünden ders çıkarmalı
Vitor Pereira’nın aslında birinci 11’de İrfan ile başlaması gerekiyordu ve hatta Galatasaray derbi galibiyetinde olduğu üzere Mert Hakan ve/veya Sosa ile. Bir de Valencia’yı 90 artıda oyuna sokmak Pereira ismine adeta tüy dikmek oldu. Maç sonu tenkit oklarının lider Ali Koç’a dönmesi de bu açıdan doğal. Ahmet Parıltı Çebi’nin bundan ders çıkartıp duygusal değil mantığa uygun bir yeni hoca seçimi yapması şart!
Cem Dizdar (Geçiş oyunu!)
Fenerbahçe gergin, Beşiktaş şaşkın! Başlarken hangi ekibin nasıl oynayacağını kestirebilmek çoğumuz için mümkün değildi. bir daha de mesela, Beşiktaş için birtakım ipuçları vardı. Süreksiz görünen hoca Başkan Karaveli yetiştiği kültür gereği kadrosunu evvela ofans yüklü çıkaracaktı alana. O denli de oldu ve birinci devre bu biçimde sürüp gitti. Beşiktaş savunmadan atağa geçerken önemli eza yaşamasa da ‘’olumsuz düzen’’den epeyce iki öngörülemez detay niçiniyle iki gol yedi.
Birinci devrenin kontrollüsü Fenerbahçe, moda tabirle, ’’geçiş oyunu’’ arayışını bırakıp ikinci devreye hükümran başladı. Ne var ki, o orta tıpkı birinci devre Beşiktaş’ın yaşadığı üzere birlikteliğe getiren golü yedi. birlikteliği bozmak için İrfan Can ile Mert Hakan’ın oyuna girişiyle kaybedecek üzere oldukları tempolarını bir daha yakaladılar. Ancak bu defa de Beşiktaş ‘’geçiş oyunu’’ fırsatı kollar konuma geçmişti. Son Kayseri maçının ‘’dönüştürücüleri ’’Oğuzhan ile Güven’in alana sürülmesiyle fiili değilse de fikri bir tehdit de oluşturdular fakat Fenerbahçe nizamı en azından savunma konusunda oturmuştu. Durum bu biçimde olunca da oyunun geri kalanı tehlike yaratmaktan epeyce bir çeşit top kapma yarışına dönüştü. Ta ki, son dakikadaki Batshuayi’nin direğe takılan vuruşunu hazırlayan Beşiktaş’ın ‘’geçiş oyunu’’na kadar.
Faturası kesilecek…
Bu maç, genel olarak ülke özel olarak iki kadro için, ‘’gençlik’’ yada ‘’öz kaynak düzeni’’nin beden bulmuş halleri Berke ile Ersin üzerinden çok şey anlatıyor olmalı. Onca yanılgısına bir yenisini ekleyen Vida’nın yaptığı ve yapacağı tuhaflıkların faturası muhtemelen Lider Karaveli’ye kesilecek. halbuki Rıdvan Yılmaz gibisi genç oyuncuların yaptıkları yada yapacaklarının onun hanesine bir artısının olamayacağı da rahatça iddia edilebilir!
Erman Özgür (İki tarafa da yaramadı!)
Kendi alanında oynamasına karşın topu biraz Beşiktaş’a bırakarak başlayan Fenerbahçe planları tutan taraftı. Fırat Aydınus’un verdiği yoruma açık penaltı ve dönemin en berbat stoper performansına sahip Vida’nın ferdî kusurlarını uygun pahalandıran Fenerbahçe Berisha ve Mesut’la birinci yarıda istediğini alan taraftı. Beşiktaş ise Josef’in golüne karşın skor olarak daima geri düştüğü için dikine pası arayan, çabuk ve dikine oynamaya çalışan lakin skor olarak geride olan taraf olarak soyunma odasına gitti.
Baskıyı kuramadı
2. yarıya Oğuzhan’la gelen Beşiktaş bir daha topa ve oyuna hakimdi. Larin ve Batshuayi fazlaca etkisiz kalmasına karşın günün yıldızı Josef bir defa daha sahne aldı. Rıdvan’ın ortasında başla skoru yaptı. Fenerbahçe’de Pereira atak için adeta gol yemeği bekledi. Aslında sorun daha geneldi. Fenerbahçe maçın hiç bir kısmında Beşiktaş’a Kadıköy’de bir derbi oynadığını hissettirecek baskıyı kuramadı. Beşiktaş’ın pas oyununu yönetim eden Pjaniç, Oğuzhan oyuna girdikten daha sonra, Fenerbahçe’nin İrfan ve Mert Hakan ataklarına karşın oyun olarak genelde üstün oldu. Sonuçta alınan sonuç iki tarafa yaramazken, Fenerbahçe pamuk ipliğiyle bağlı olduğu şampiyonluk yarışından daha da uzaklaştı.
Serkan Akcan (Trabzon kazandı!)
Trabzonspor’un en yakın takipçilerindenHatayspor’u yenip, 42 puana ulaştığı bir haftada derbinin birliktee bitmesi hem Fenerbahçe hem Beşiktaş için kayıp sayılır. Vitor Pereira’nın bir daha bildiği sistemi 3-4-2-1 ile başladığı maçta Beşiktaş’ın topu Fenerbahçe’den alması sıkıntı olmadı. Başkan Karaveli, değerli bir teknik adamlık ön görüsüyle Josef’in önüne Can ve Pjanic’i yerleştirdi.Üstüne bir de Ghezzal’ın sağ kenarda tesirli oynaması Vitor Pereira’nın Szalai ile saha kenarında hayli erken kriz toplantısı yapmasına yol açtı.
Bu toplantının akabinde Szalai sol kenarı domine etmek için Ghezzal’ın koridorunu fiziğiyle kapatmaya çalıştı. Bunda da başarılı olduğu söylenebilir, çünkü Beşiktaş’ın üçüncü bölgede en hayli pas yapan oyuncusu Ghezzal’ın yüzdesi yalnızca 69’da kaldı. Pjanic ve arkadaşları topa sahip olsalar da üçüncü bölgede hayli düşük isabetle pas yapınca üst üste top kayıplarıyla rakip ceza alanına ulaşamadılar. Bu da gol beklentilerini gözle görülür biçimde düşürdü. Erken penaltıyla öne geçen Fenerbahçe’nin oyun usulü yüksek tempoya endeksli olduğundan Beşiktaş’tan fazla kilometre yaptılar.
Karaveli talihi hak ediyor
Alanları kapattılar, Beşiktaş’ın topa nitelikli sahip olmasını kısmen engellediler. Batshuayi’ye, Serdar Aziz’i verip, ceza alanı civarında toptan uzak tutmak uygun bir fikirdi ama bu duruma Beşiktaş’ın aldığı Josef tedbiri maçın bahtını değiştirdi. Batshuayi kuvvetli bir santrfor ve sırtına aldığı stoperleri sürüklerken Josef açılan alanları doldurdu. Brezilyalı orta saha attığı 2 golle gecenin yıldızı olmakla kalmadı, Beşiktaş’ın Kadıköy’deki aktörü oldu. Vitor Pereira’nın oynatmaya çalıştığı futbol şampiyonluk yarışı için ne derece kâfi olur bilinmez fakat Başkan Karaveli’nin derbideki öngörü ve atılımları Beşiktaş idaresinden bir bahtı hak edecek kadar düzgündü.
Deniz Çoban (Penaltı yanlıştı)
Maçın hakemi Fırat Aydınus, 90 dakika boyunca denetimi elinde bulundurdu. Alanda kendini oyunculara kabul ettirdi.Çok fazla kritik karar vermek zorunda kalmadı. İkili gayretlerin yoğunlukta olduğu maçta, birtakım faul ve kart yanlışları yaptı. 12’de Beşiktaş ceza alanı ortasında Larin’in koluna gelen topta penaltı düdüğü çaldı. Durumda Rossi ile gayret halinde olan Larin topu görmüyordu ve kolları doğal pozisyondaydı. Rossi’nin başından seken top beklenmedik formla Larin’in koluyla buluştu. Penaltı verilmemesi gerekirdi. 17’de Necip’in sakatlandığı konumda hakem faul düdüğü çalmadı. Konumda faul düdüğü çalınmalı ve birlikteinde Mesut’a sarı kart gösterilmeliydi.
Her ne kadar Necip bu konumda sakatlanmış olsa da hareketin özünde görünen şiddetli bir darbe yoktu. 70’te Szalai, Ghezzal uğraşında Beşiktaşlılar sarı kart beklediler lakin Fenerbahçeli oyuncunun faulünde sarı kart kafiydi. 43’teCan’ın, Crespo’ya faulünde gerçek bir sarı kart çıktı. 63’te Samuel’in, Larin’in ayağına bastığı durumda, Fenerbahçeli oyuncu sarı kart görmeliydi lakin durumda kart çıkmadı. 69’da Rıdvan’ın, Mert’i formasından ısrarlı biçimde çektiği konumda çıkan sarı kart doğruydu. 74’te Szalai’nin, Ghezzal’a faulünde çıkan sarı kart doğruydu. Birebir dakikada oyuncular içinde yaşanan gerginlikte sarı kartlar çıkabilirdi. Hiç şayet olmazsa kalesini terk ederek olaya müdahil olan Berke sarı kart görmeliydi.
Kırmızı için kâfi değildi
76’da Vida-Novak gayretinde hakemin devam sonucu doğruydu. Durumda penaltı yoktu. 77’de Batshuayi ve Serdar’ın tıpkı durumda gördükleri sarı kart doğruydu. 79’da Crespo’nun, Güven’e faulünde umut vadeden atak yoktu. Hakemin sarı kart görmemesini anlarım lakin taktik faul sebebi öne sürülerek bir sarı kart çıkartabilirdi. 81’de Crespo’nun, Pjanic’in ayağına bastığı durumda sarı kart çıkmalıydı, hakem faul çalmadı.
82’de Szalai-Josef ikili uğraşında Szalai için ikinci sarı kart beklendi lakin ısrarlı bir çekme yoktu. Hareket ikinci sarı kart için kâfi değildi. 80’de Oğuzhan’ın, Serdar’a faulünde çıkan sarı kart doğruydu. 90+1’de Ghezzal’ın, Mesut’a faulünde çıkan sarı kart doğruydu. 90+2’de İrfanCan’ın, Vida’nın ayağına bastığı konumda sarı kart çıkmalıydı, çıkmadı.
Umut Eken (Teknik adam oyunu)
Beşiktaş’ın ileride oynama ısrarı, Fenerbahçe’ye baskın bahtları tanıdı. Szalai bile kontrada son topu oynayan adam oldu. Vida’nın sakarlığı daha sonrası gelen gol de bir baskın atak. Öbür yandan Fenerbahçe’nin açık alan kovalayan bu oyunu, Galatasaray derbisindeki sonuçları vermedi. Atakları finalize edemediler. Korner sayıları 0-7. Bu bilgi değerli. Fenerbahçe atak bitiremediği için korner dahi kullanamadı.
Teknik erkeklerin da yerinde müdahalelerini izlediğimiz bir oyundu. Oğuzhan’ın ikinci yarıdaki varlığıyla Beşiktaş büsbütün hükmetti alana. Birinci yarıdakinin bilakis, Beşiktaş dönen topları alınca bu kere baskın talihi vermedi rakibine. O dakikalarda skor 2-2 olunca bir öteki etken devreye girdi! Atmosfer değişik bir hal aldı. Tribünde rüzgar göndü, saha ortasında Fenerbahçe, kulübede Pereira gergin kaldı. Kısa periyodik bu şok daha sonrası İrfan ve Mert Hakan’ı alana atıp topu almak isteyen Pereira kısmen başarılı olabildi.
Beşiktaş savunmasını yıpratacak Valencia’yı daha evvel alabilir miydi? İrfan-Mert Hakan atağını pekiştirecek kozu oynamakta gecikti üzere. Valencia tabana daha erken bassa, o değerli dakikalar daha üretken geçilebilirdi. Öteki yandan Başkan Karaveli her şeyi âlâ yaptı üzere. Onu bu maçta eleştirebilmek fazlaca sıkıntı. Üstte satır ortalarında kalan istatistiği hatırlatarak bitirmek lazım. Kornerler 0-7!
Birinci 10 dakika ortasında kazanılan penaltıyı Mesut Özil gole çevirince Fenerbahçe cesaretlendi. Josef de Souza’nın şık vuruşuyla gelen birliktelik sayısı maça istikrar getirmişken, Vida’ın ikram pası kararı gelen gol Fenerbahçe ismine ”piyango” idi. Alanda topa sahip bir Beşiktaş ile, kontratak kovalayan bir Fenerbahçe vardı. Bir grup meskeninde huzursuz oynuyorsa, teknik adam atak yapardı.
Lider ve arkadaşları…
Pereira bir daha oyunu seyretti, kulübesinde notlar aldı, rakip birlikteliği yakaladı, seyirci reaksiyonuyla atılımlar yaptı. İrfan Can’ı MertHakan’ı hatırladı. Hele hele Valencia üzere bir silahı bitime 3 dakika kala oyuna alışı mühiş(!) ataktı. Sonuçta Fenerbahçe ezeli rakibini geçip, şampiyonluk tezini sürdürecek iken havluyu tam attı. Bundan daha sonra Pereira gitse ne muharrir, gitmese ne müellif. Lider ve arkadaşları 5.nci dönemin hazırlıklarına başlasınlar. Yani yeni kupa kıssaları 2022/2023 dönemine kaldı.
Orhan Yıldırım (Kazanan çıkmadı)
Tepeyi yakından ilgilendiren maçta büyük uğraş ve heyecan vardı. Fenerbahçe iki kere öne geçmesine karşın, iki puan bıraktı. Kartal uzatmada Batshuayi ile yan direğe takılıp, galibiyetten oldu. birliktee biten maç her iki kadroya da yaramadı. Taraftarlar maç boyunca Beşiktaş aleyhine küfür dolu tezahüratlar yaptı.
Tartışmalı penaltı
Beşiktaş maça baskılı başladı. Oyunu birinci dakikadan itibaren karşı alana taşıdı. Orta alanı kalabalık tutup, savunmayı öne çıkardı. Bunu yaparken kademe anlayışını unuttu. Fenerbahçe birinci atağında penaltı kazandı. Rakipten gelen top, Larin’in eline çarptı. ‘VAR’ onaylı karar tartışma yaratıp, reaksiyon çekti. Mesut Özil 14’te Ersin ile topu başka köşelere gönderdi: 1-0. Geriye düşen Kartal, oyun sisteminden taviz vermedi. 25’’te Souza düzgün vuruşla skora istikrar getirdi: 1-1.
Ne yaptın Vida
Maça ve skora gelen istikrarda oyun ortada giderken, Vida çıktı sahneye. Hırvat savunmacı, rakibe asist yaptı. Berisha bunu geri çevirmeyip golü attı: 2-1. Fenerbahçe 30’da bulduğu ikram gol ile devreyi önde bitirmesini bildi. Fırat Aydınus bu yarıda Mesut ve Szalai’nin kartlarını es geçti. Açık futbol oynayan iki ekip, dev maça yakışır imaj verdi.
Souza fark yarattı
Dev maçta her iki ekibin yıldız isimleri ortaya uygun performans koydular. Fakat maça damgasını vuran hiç kuşkusuz Souza oldu. Brezilyalı futbolcu, oyunu iki istikamette epeyce tesirli oynayıp, eski ekibine karşı iki de gol atıp, maçın adamı olmayı bildi. Kartal, 59’da Rıdvan’ın ortasında Souza’nın şık baş golü ile bir puanı kapıp döndü: 2-2.
Mehmet Demirkol (Pereira’nın planı yoktu)
Pereira 2. bölgede dinamik bir pres, Lider hoca ise topa sahip olan bir ön alan presi istedi. Fenerbahçe’nin dinamik presinde orta sahayı bypas edip süratle rakip alana inmek temel amaçtı. Bunun doğuracağı süratli geri dönüşlerde sağlam durmak için de muhtemelen bu biçimde bir takım tercih etti. Yani takıma bakılırsa oyun değil, rakip ve ona karşı ürettiği plana göre bir takım. bu biçimde olunca İrfan, Sosa, Valencia üzere bu maç kalitesi oyuncular dışarıda kalabiliyor.
Dün de o denli oldu. Ve zatenız birinci yarıda istediğini de aldı. Top Beşiktaş’taydı fakat şut istikrarı mesken sahibi lehineydi. Szalai’nin sol koridorda kullanılışı, Rossi’nin baskı yapacağı yerlere atılan uzan toplar vs… 2. bölgedeki dinamik baskının yarattığı bahtlar da var. Planlı bir kontratak oyunu değil fakat Portekizli pusu attı diyebiliriz. Aşikâr oranda işe yaradı.
Josef fazlaca istedi lakin
Olağan bu tip oyunların riskleri de ikinci yarı prestijiyle Lider hoca tarafınca kullanıldı. Oğuzhan’ın oyun girişiyle atağı genişlettiler. Süratli sola dönüşlerle Rıdvan’ı aykırıda çizgiden kaçırdılar ve Fenerbahçe için baskı yapmak zorlaştı. Beşiktaş bu sefer yalnızca topu değil oyunu da aldı. Hem Rosier hem Rıdvan demarke hamle silahı oldu. Pereira gol geldikten daha sonra müdahale etti. Lakin oyunu çevirecek bir plan ortaya koyduğunu söylemek epeyce sıkıntı. Mesut yorulup Rossi’in zorlayıcılığı olmayınca Beşiktaş tehdit hissetmedi. Lakin onlar da sanırım Souza kadar istemiyordu.
Ali Ece (Vida’ya tedbir almak zor)
Beşiktaş bu dönem oynadığı birden fazla maçta olduğu üzere daha düzgün başlayıp birinci golü yiyen taraf oldu. Larin, penaltı sonucu verilen o konumda elini ne yapabilirdi, işte yeni kuralın saçmalığı. Birfazlaca kişi kendi ekibi aleyhine penaltı verilmeden kuralın ne kadar saçma olduğunu anlamıyor. Taraftarlar ‘Kardeşim bizim ligde hangi kuralın uygulanmasında standart var ki?’ diye itiraz etseler, yerden göğe kadar haklılar!
Beşiktaş bu sefer yenik duruma düştükten daha sonra çabucak dağılmadı. Hatta güzel bir tepki verdi: Josef’in skoru 1-1’e getiren yeterli şutunda maç başından beri birinci kere Batshuayi savunma ardına koşu kasmadı, sırtı dönük konum alma akıllılığını gösterdi.
Öbür stoper olsa…
Olağan momentumu belirleyen anlarda değerli olan kolektif akıl: Beşiktaş lehine bu sezonki Vida’ya tedbir almak, Mesut Özil yahut Fenerbahçe’nin rastgele bir hamle oyuncusuna bile tedbir almaktan daha zor! Aslında Hırvatistan hayli hoş bir ülke, orta alanları kusursuz, forvetleri fazlaca güzel lakin Beşiktaş’a gelen stoperleri sıhhatime ziyan verdiler. aslına bakarsanız Beşiktaş’ta bu kadar formsuz ve kusura meyilli Vida yerine oynatılabilecek stoper alternatifi olsaydı daha evvelki teknik yöneticiler oynatırdı. O yüzden Başkan hoca, ikinci yarıya Can yerine Oğuzhan’la başladı. En son Sao Paulo’da oynarken bir maçta 2 gol atan Josef, 59’da Rıdvan’ın harika ortasında bir sefer daha skoru eşitledi.
Çebi dünden ders çıkarmalı
Vitor Pereira’nın aslında birinci 11’de İrfan ile başlaması gerekiyordu ve hatta Galatasaray derbi galibiyetinde olduğu üzere Mert Hakan ve/veya Sosa ile. Bir de Valencia’yı 90 artıda oyuna sokmak Pereira ismine adeta tüy dikmek oldu. Maç sonu tenkit oklarının lider Ali Koç’a dönmesi de bu açıdan doğal. Ahmet Işık Çebi’nin bundan ders çıkartıp duygusal değil mantığa uygun bir yeni hoca seçimi yapması şart!
Cem Dizdar (Geçiş oyunu!)
Fenerbahçe gergin, Beşiktaş şaşkın! Başlarken hangi ekibin nasıl oynayacağını kestirebilmek çoğumuz için mümkün değildi. bir daha de mesela, Beşiktaş için kimi ipuçları vardı. Süreksiz görünen hoca Başkan Karaveli yetiştiği kültür gereği kadrosunu evvela ofans yüklü çıkaracaktı alana. O denli de oldu ve birinci devre bu biçimde sürüp gitti. Beşiktaş savunmadan hamleye geçerken önemli dert yaşamasa da ‘’olumsuz düzen’’den çok iki öngörülemez detay niçiniyle iki gol yedi.
Birinci devrenin kontrollüsü Fenerbahçe, moda tabirle, ’’geçiş oyunu’’ arayışını bırakıp ikinci devreye hükümran başladı. Ne var ki, o orta tıpkı birinci devre Beşiktaş’ın yaşadığı üzere birlikteliğe getiren golü yedi. birlikteliği bozmak için İrfan Can ile Mert Hakan’ın oyuna girişiyle kaybedecek üzere oldukları tempolarını bir daha yakaladılar. Lakin bu sefer de Beşiktaş ‘’geçiş oyunu’’ fırsatı kollar duruma geçmişti. Son Kayseri maçının ‘’dönüştürücüleri ’’Oğuzhan ile Güven’in alana sürülmesiyle fiili değilse de fikri bir tehdit de oluşturdular lakin Fenerbahçe sistemi en azından savunma konusunda oturmuştu. Durum bu biçimde olunca da oyunun geri kalanı tehlike yaratmaktan epeyce bir cins top kapma yarışına dönüştü. Ta ki, son dakikadaki Batshuayi’nin direğe takılan vuruşunu hazırlayan Beşiktaş’ın ‘’geçiş oyunu’’na kadar.
Faturası kesilecek…
Bu maç, genel olarak ülke özel olarak iki ekip için, ‘’gençlik’’ yada ‘’öz kaynak düzeni’’nin beden bulmuş halleri Berke ile Ersin üzerinden epey şey anlatıyor olmalı. Onca yanılgısına bir yenisini ekleyen Vida’nın yaptığı ve yapacağı tuhaflıkların faturası muhtemelen Lider Karaveli’ye kesilecek. halbuki Rıdvan Yılmaz gibisi genç oyuncuların yaptıkları yada yapacaklarının onun hanesine bir artısının olamayacağı da rahatça iddia edilebilir!
Erman Özgür (İki tarafa da yaramadı!)
Kendi alanında oynamasına karşın topu biraz Beşiktaş’a bırakarak başlayan Fenerbahçe planları tutan taraftı. Fırat Aydınus’un verdiği yoruma açık penaltı ve dönemin en berbat stoper performansına sahip Vida’nın ferdi kusurlarını düzgün pahalandıran Fenerbahçe Berisha ve Mesut’la birinci yarıda istediğini alan taraftı. Beşiktaş ise Josef’in golüne karşın skor olarak daima geri düştüğü için dikine pası arayan, çabuk ve dikine oynamaya çalışan lakin skor olarak geride olan taraf olarak soyunma odasına gitti.
Baskıyı kuramadı
2. yarıya Oğuzhan’la gelen Beşiktaş bir daha topa ve oyuna hakimdi. Larin ve Batshuayi hayli etkisiz kalmasına karşın günün yıldızı Josef bir sefer daha sahne aldı. Rıdvan’ın ortasında başla skoru yaptı. Fenerbahçe’de Pereira atak için adeta gol yemeği bekledi. Aslında problem daha geneldi. Fenerbahçe maçın hiç bir kısmında Beşiktaş’a Kadıköy’de bir derbi oynadığını hissettirecek baskıyı kuramadı. Beşiktaş’ın pas oyununu yönetim eden Pjaniç, Oğuzhan oyuna girdikten daha sonra, Fenerbahçe’nin İrfan ve Mert Hakan ataklarına karşın oyun olarak genelde üstün oldu. Sonuçta alınan sonuç iki tarafa yaramazken, Fenerbahçe pamuk ipliğiyle bağlı olduğu şampiyonluk yarışından daha da uzaklaştı.
Serkan Akcan (Trabzon kazandı!)
Trabzonspor’un en yakın takipçilerindenHatayspor’u yenip, 42 puana ulaştığı bir haftada derbinin birliktee bitmesi hem Fenerbahçe hem Beşiktaş için kayıp sayılır. Vitor Pereira’nın bir daha bildiği sistemi 3-4-2-1 ile başladığı maçta Beşiktaş’ın topu Fenerbahçe’den alması güç olmadı. Lider Karaveli, değerli bir teknik adamlık ön görüsüyle Josef’in önüne Can ve Pjanic’i yerleştirdi.Üstüne bir de Ghezzal’ın sağ kenarda tesirli oynaması Vitor Pereira’nın Szalai ile saha kenarında epeyce erken kriz toplantısı yapmasına yol açtı.
Bu toplantının akabinde Szalai sol kenarı domine etmek için Ghezzal’ın koridorunu fiziğiyle kapatmaya çalıştı. Bunda da başarılı olduğu söylenebilir, çünkü Beşiktaş’ın üçüncü bölgede en çok pas yapan oyuncusu Ghezzal’ın yüzdesi yalnızca 69’da kaldı. Pjanic ve arkadaşları topa sahip olsalar da üçüncü bölgede fazlaca düşük isabetle pas yapınca üst üste top kayıplarıyla rakip ceza alanına ulaşamadılar. Bu da gol beklentilerini gözle görülür biçimde düşürdü. Erken penaltıyla öne geçen Fenerbahçe’nin oyun biçimi yüksek tempoya endeksli olduğundan Beşiktaş’tan fazla kilometre yaptılar.
Karaveli talihi hak ediyor
Alanları kapattılar, Beşiktaş’ın topa nitelikli sahip olmasını kısmen engellediler. Batshuayi’ye, Serdar Aziz’i verip, ceza alanı civarında toptan uzak tutmak uygun bir fikirdi ancak bu duruma Beşiktaş’ın aldığı Josef tedbiri maçın bahtını değiştirdi. Batshuayi kuvvetli bir santrfor ve sırtına aldığı stoperleri sürüklerken Josef açılan alanları doldurdu. Brezilyalı orta saha attığı 2 golle gecenin yıldızı olmakla kalmadı, Beşiktaş’ın Kadıköy’deki aktörü oldu. Vitor Pereira’nın oynatmaya çalıştığı futbol şampiyonluk yarışı için ne derece kâfi olur bilinmez fakat Başkan Karaveli’nin derbideki öngörü ve atakları Beşiktaş idaresinden bir talihi hak edecek kadar düzgündü.
Deniz Çoban (Penaltı yanlıştı)
Maçın hakemi Fırat Aydınus, 90 dakika boyunca denetimi elinde bulundurdu. Alanda kendini oyunculara kabul ettirdi.Çok fazla kritik karar vermek zorunda kalmadı. İkili gayretlerin yoğunlukta olduğu maçta, kimi faul ve kart yanılgıları yaptı. 12’de Beşiktaş ceza alanı ortasında Larin’in koluna gelen topta penaltı düdüğü çaldı. Konumda Rossi ile çaba halinde olan Larin topu görmüyordu ve kolları doğal pozisyondaydı. Rossi’nin başından seken top beklenmedik biçimle Larin’in koluyla buluştu. Penaltı verilmemesi gerekirdi. 17’de Necip’in sakatlandığı konumda hakem faul düdüğü çalmadı. Durumda faul düdüğü çalınmalı ve birlikteinde Mesut’a sarı kart gösterilmeliydi.
Her ne kadar Necip bu durumda sakatlanmış olsa da hareketin özünde görünen şiddetli bir darbe yoktu. 70’te Szalai, Ghezzal çabasında Beşiktaşlılar sarı kart beklediler lakin Fenerbahçeli oyuncunun faulünde sarı kart kafiydi. 43’teCan’ın, Crespo’ya faulünde yanlışsız bir sarı kart çıktı. 63’te Samuel’in, Larin’in ayağına bastığı durumda, Fenerbahçeli oyuncu sarı kart görmeliydi lakin konumda kart çıkmadı. 69’da Rıdvan’ın, Mert’i formasından ısrarlı biçimde çektiği konumda çıkan sarı kart doğruydu. 74’te Szalai’nin, Ghezzal’a faulünde çıkan sarı kart doğruydu. Tıpkı dakikada oyuncular içinde yaşanan gerginlikte sarı kartlar çıkabilirdi. Hiç şayet olmazsa kalesini terk ederek olaya müdahil olan Berke sarı kart görmeliydi.
Kırmızı için kâfi değildi
76’da Vida-Novak uğraşında hakemin devam sonucu doğruydu. Durumda penaltı yoktu. 77’de Batshuayi ve Serdar’ın tıpkı konumda gördükleri sarı kart doğruydu. 79’da Crespo’nun, Güven’e faulünde umut vadeden atak yoktu. Hakemin sarı kart görmemesini anlarım fakat taktik faul nedeni öne sürülerek bir sarı kart çıkartabilirdi. 81’de Crespo’nun, Pjanic’in ayağına bastığı durumda sarı kart çıkmalıydı, hakem faul çalmadı.
82’de Szalai-Josef ikili gayretinde Szalai için ikinci sarı kart beklendi lakin ısrarlı bir çekme yoktu. Hareket ikinci sarı kart için kâfi değildi. 80’de Oğuzhan’ın, Serdar’a faulünde çıkan sarı kart doğruydu. 90+1’de Ghezzal’ın, Mesut’a faulünde çıkan sarı kart doğruydu. 90+2’de İrfanCan’ın, Vida’nın ayağına bastığı durumda sarı kart çıkmalıydı, çıkmadı.
Umut Eken (Teknik adam oyunu)
Beşiktaş’ın ileride oynama ısrarı, Fenerbahçe’ye baskın bahtları tanıdı. Szalai bile kontrada son topu oynayan adam oldu. Vida’nın sakarlığı daha sonrası gelen gol de bir baskın atak. Başka yandan Fenerbahçe’nin açık alan kovalayan bu oyunu, Galatasaray derbisindeki sonuçları vermedi. Atakları finalize edemediler. Korner sayıları 0-7. Bu bilgi kıymetli. Fenerbahçe atak bitiremediği için korner dahi kullanamadı.
Teknik erkeklerin da yerinde müdahalelerini izlediğimiz bir oyundu. Oğuzhan’ın ikinci yarıdaki varlığıyla Beşiktaş büsbütün hükmetti alana. Birinci yarıdakinin bilakis, Beşiktaş dönen topları alınca bu defa baskın bahtı vermedi rakibine. O dakikalarda skor 2-2 olunca bir öteki etken devreye girdi! Atmosfer değişik bir hal aldı. Tribünde rüzgar göndü, saha ortasında Fenerbahçe, kulübede Pereira gergin kaldı. Kısa müddetli bu şok daha sonrası İrfan ve Mert Hakan’ı alana atıp topu almak isteyen Pereira kısmen başarılı olabildi.
Beşiktaş savunmasını yıpratacak Valencia’yı daha evvel alabilir miydi? İrfan-Mert Hakan atağını pekiştirecek kozu oynamakta gecikti üzere. Valencia tabana daha erken bassa, o değerli dakikalar daha üretken geçilebilirdi. Öteki yandan Başkan Karaveli her şeyi yeterli yaptı üzere. Onu bu maçta eleştirebilmek epeyce sıkıntı. Üstte satır ortalarında kalan istatistiği hatırlatarak bitirmek lazım. Kornerler 0-7!