Beykozlu
New member
Araştırmacılara göre, iklim krizi 2024'te önemli ölçüde kötüleşecek – Germanwatch organizasyonu, 11-22 Kasım 2024 tarihleri arasında düzenlenen Dünya İklim Konferansı'nın (COP29) başlangıcında “ama aynı zamanda umut için de nedenler var” açıklamasını yaptı. Azerbaycan'ın başkenti Bakü. Bu umut aynı zamanda Potsdam İklim Etki Araştırmaları Enstitüsü'nün (PIK) yakın zamanda yayınladığı yeni bir çalışmayla da güçleniyor. Üç yazarından biri, en etkili Alman iklim araştırmacılarından biri olan Anders Levermann'dır.
Levermann'ın bilim adamları Maria Zioga ve Maximilian Kotz ile birlikte uzman bilim dergisinde yayınladığı araştırmaya göre, son otuz yılda, dünyanın incelenen 1.500 bölgesinin yüzde 30'u ekonomiyi genişletmeyi ve aynı zamanda CO₂ emisyonlarını azaltmayı başardı. PNAS dergisi yayınlandı. Ayrışmadan bahsediyor. Avrupa dünyanın diğer bölgelerine göre daha iyi durumda. Kuzey Amerika ve Asya'da gelişme dalgalanıyor. Ancak son zamanlarda bu trend burada da gelişti.
1973 yılında Bremerhaven'da doğan çalışma yazarı Anders Levermann, iklim ve küresel arz akışları gibi ekonomik konularla ilgilenen teorik bir fizikçidir. 2007'den beri Potsdam Üniversitesi'nde iklim sisteminin dinamikleri profesörüdür. PIK'te karmaşıklık araştırma alanına başkanlık ediyor. Dünya iklim raporlarının yazarlarından biri olup, ABD, Hindistan ve Çin'de araştırmalar yürütmüş, siyaset ve iş dünyasına danışmanlık yapmıştır. Çalışmaları 2020 ve 2022 yıllarında Nature dergisinin kapak konusu oldu.
İklim araştırmacısı “Kıtlık sizi yaratıcı kılıyor” diyor
Oyuncu Christiane Paul ile evli olan Levermann da iklim gelişmeleriyle ilgili yorulmak bilmeyen uyarılardan biri. Ancak ileriye bakıyor ve krizi bir fırsat olarak görüyor. “Dünyanın Katlanması” adlı kitabında radikal feragat ve paternalizmi savunmuyor; bunun yerine, aynı zamanda eşitsizliği ortadan kaldırmayı amaçlayan “çeşitliliğe doğru büyümeyi” savunuyor. “Kıtlık yaratıcılığı doğurur” dedi.
Ancak kendisi “CO₂ emisyonlarını sıfıra indirmemiz gerektiğine” inanıyor. Küresel ortalama sıcaklığı dengelemenin tek yolu budur. Yani yeni çalışmanın sunulduğu olumlu havanın aynı zamanda motive etmeyi amaçladığını da söyleyebiliriz. Araştırmaya göre, genel olarak küresel eğilimler, yüzyılın ortasında “net sıfır emisyona” ulaşmak için henüz yeterli değil. Bu nedenle Dünya İklim Konferansı öncelikli olarak gelecekteki teknolojilerin finansmanına ve yoksul ülkelerdeki adaptasyona odaklanacak.
Levermann'ın bilim adamları Maria Zioga ve Maximilian Kotz ile birlikte uzman bilim dergisinde yayınladığı araştırmaya göre, son otuz yılda, dünyanın incelenen 1.500 bölgesinin yüzde 30'u ekonomiyi genişletmeyi ve aynı zamanda CO₂ emisyonlarını azaltmayı başardı. PNAS dergisi yayınlandı. Ayrışmadan bahsediyor. Avrupa dünyanın diğer bölgelerine göre daha iyi durumda. Kuzey Amerika ve Asya'da gelişme dalgalanıyor. Ancak son zamanlarda bu trend burada da gelişti.
1973 yılında Bremerhaven'da doğan çalışma yazarı Anders Levermann, iklim ve küresel arz akışları gibi ekonomik konularla ilgilenen teorik bir fizikçidir. 2007'den beri Potsdam Üniversitesi'nde iklim sisteminin dinamikleri profesörüdür. PIK'te karmaşıklık araştırma alanına başkanlık ediyor. Dünya iklim raporlarının yazarlarından biri olup, ABD, Hindistan ve Çin'de araştırmalar yürütmüş, siyaset ve iş dünyasına danışmanlık yapmıştır. Çalışmaları 2020 ve 2022 yıllarında Nature dergisinin kapak konusu oldu.
İklim araştırmacısı “Kıtlık sizi yaratıcı kılıyor” diyor
Oyuncu Christiane Paul ile evli olan Levermann da iklim gelişmeleriyle ilgili yorulmak bilmeyen uyarılardan biri. Ancak ileriye bakıyor ve krizi bir fırsat olarak görüyor. “Dünyanın Katlanması” adlı kitabında radikal feragat ve paternalizmi savunmuyor; bunun yerine, aynı zamanda eşitsizliği ortadan kaldırmayı amaçlayan “çeşitliliğe doğru büyümeyi” savunuyor. “Kıtlık yaratıcılığı doğurur” dedi.
Ancak kendisi “CO₂ emisyonlarını sıfıra indirmemiz gerektiğine” inanıyor. Küresel ortalama sıcaklığı dengelemenin tek yolu budur. Yani yeni çalışmanın sunulduğu olumlu havanın aynı zamanda motive etmeyi amaçladığını da söyleyebiliriz. Araştırmaya göre, genel olarak küresel eğilimler, yüzyılın ortasında “net sıfır emisyona” ulaşmak için henüz yeterli değil. Bu nedenle Dünya İklim Konferansı öncelikli olarak gelecekteki teknolojilerin finansmanına ve yoksul ülkelerdeki adaptasyona odaklanacak.