Bim krokan kaç kalori ?

Kaan

New member
Bim Krokan ve Kalori Hesaplarının Arkasında Gizlenen Hikaye

Hepinizin başına gelmiştir, değil mi? O an bir şey yiyorsunuz, tadı harika, mutlusunuz ve bir anda kafanızda şu soru beliriyor: "Acaba kaç kalori?" Bunu sadece ben mi yaşıyorum diye düşündüm, ama sonra fark ettim ki, yalnız değilim. Tüm günün koşuşturması içinde bir çikolatanın, bir tatlının ne kadar zarar verebileceğini düşünmek insanı sıkıyor. Sonra bir gün Bim'den aldığım krokanlar geldi aklıma. Hani şu çıtır çıtır, içi fıstıklı, üstü şekerli. Bir yandan tatlı bir keyif veriyor, bir yandan ise o “kalori” düşündürüsü peşimi bırakmıyor.

Bunun üzerine derin bir düşünceye daldım, ve işte aklıma gelen bu hikayeyi forumdaşlarla paylaşmak istedim. Ne dersiniz, biraz keyifli bir sohbetin içine dalalım mı?

---

Erkekler Stratejiden Sapmaz, Kadınlar Empatiyle Yola Çıkar

Bim'in krokanını ilk aldığımda, sıcak yaz akşamında, kalbimde hafif bir huzur vardı. Hani, dışarıda her şeyin gri olduğu, herkesin bir yerlere koşturduğu o anlarda, bir tatlının insanın ruhuna nasıl dokunduğunu fark ettiğiniz zamanlar var ya… İşte o anlardan biriydi.

O akşam, yanımda, en yakın arkadaşım Haluk vardı. Haluk, her zaman çözüm odaklıdır. Sadece olaylara mantıklı ve pratik bir bakış açısıyla yaklaşır. Krokanı gördüğünde hemen ağzından şu cümle dökülüyor: “Bunun kalorisi ne kadar? Bunu yedikten sonra bir koşu yapmam gerekecek galiba.” Haluk’un bakış açısını çok iyi anlıyorum. Her şey bir hesap, bir strateji. Bir çözüm bulmalı. Ama bence burada bir şey eksikti: o tatlının tadı, verdiği keyif. Haluk, “kalori”yi hesaplamakla meşguldü, o yüzden tadı gerçekten almamıştı.

Ama sonra, bir anda başka bir ses duyuyorum: “Haluk, bence bu kadar hesap yapmak gereksiz. Birkaç krokanın keyfini çıkar. Önemli olan ruh halin, o anı nasıl geçirdiğin.” Bu sözler, beni ve Haluk’u en çok bilen, yıllardır dost olduğum Selin’e aitti. Selin, benim tam tersimdir. O her şeyin arkasında bir duygu bulur, bir ilişki kurar. Her küçük anı bir hatıra yapar ve buna değer verir. Hızla bir krokan daha aldı ve dedi ki: “Kalori, belki de o kadar önemli değil. Bu tadı yaşamak, mutluluğu hissetmek daha değerli.”

Haluk hemen bir çözüm önerisi sundu: “Selin, yedikten sonra biraz daha fazla hareket ederiz. Birkaç dakikalık hızlı yürüyüşle yakalarız o kaloriyi.”

Ve işte o an, o iki bakış açısının çatışması beni düşündürdü: Strateji ve empati… Bir yanda hayatın her yönüyle çözüm arayan, her adımı matematiksel bir doğrulukla değerlendiren bir bakış açısı, diğer yanda ise anın keyfini çıkaran, duygusal bir yaklaşım.

---

Bim Krokan: Sadece Bir Tatlı Değil, Bir Hissiyat

Bim’in krokanı aslında sadece bir tatlı değil. O, belki de modern hayatın içinde kaybolan “küçük mutlulukları” hatırlatıyor. Belki de bir “yavaşlama” çağrısı… Biz, hep ileriye koşarken, bir an durup bu tatlıyı yiyerek “şu an”ı yaşama fırsatını kaçırıyoruz. Krokanın çıtırdayan sesini duyarken, anlık bir huzur hissi, içinde fıstıkların çıtırtısı ve tatlı şekerin damağındaki hissiyatı insanı nereye götürür, biliyor musunuz? Sadece ruhsal bir rahatlamaya değil, aynı zamanda bedenin bu rahatlamayı fiziksel olarak hissetmesine de.

Haluk, kaloriyi hesaplamakta haklı olabilir. Ama Selin, bu anı duygusal bir çerçevede değerlendirmekte haklıydı. Kalori, aslında bir insanın yaşamında sadece bir detay. Bir yere varmak için hareket etmek gerekir, ama belki bazen varılacak yeri değil, yolun kendisini yaşamak gerekir.

Bir tatlının kalorisini düşünürken, o tadın içindeki mutluluğu unutuyoruz. Hani şu tatlı gülüşü, o anın hissettirdiği huzuru. Evet, belki kalorisi biraz fazla ama o bir anlık mutluluğun kaloriyle bir ilgisi yok. Çünkü mutluluk, hesaplanamaz.

---

Forumdaşlar, Sizin Hikayeniz Nedir?

Bim’in krokanı, sadece bir tatlı mı? Ya da gerçekten de, hayatın anlamını, o anları yaşayarak bulmamız gerektiği bir metafor mu? Haluk ve Selin’in farklı bakış açıları, belki de hepimizin içinde var olan iki ayrı ruh halini yansıtıyor. Biri “mantıklı” bakar, diğeri “duygusal.” Peki siz hangi taraftasınız? Tatlınızı yerken, sadece “kalori”yi mi hesaplıyorsunuz, yoksa anın tadını mı çıkarıyorsunuz?

Benim gibi, bazen tüm günü bir parça tatlıyla geçirecek kadar yaşamın tadını çıkaran biriyseniz, bu küçük hikaye size hitap etmiş olabilir. Ama Haluk’un bakış açısına sahip olanlar da, her şeyin bir strateji olduğunu düşünebilir.

Hikayemin sonunu, sizin deneyimlerinize bırakıyorum. Bim’in krokanı gerçekten de bir soruya mı sebep oluyor, yoksa sadece mutlu anların bir parçası mı? Yorumlarınızı bekliyorum!
 
Üst