İftara ne yemek yapsam etsiz ?

Ece

New member
İftara Ne Yapsam Etsiz? Bir Hikaye, Bir Çözüm Arayışı

Gün batmak üzereydi. Güneş, ufuk çizgisinde son bir kez parlıyor, gökyüzü pembe ve turuncunun tonlarına bürünüyordu. İftara az bir zaman kalmıştı ve sofrayı hazırlama telaşı başlamıştı. Ancak bugün farklı bir gündü. Yine yemek yapmanın heyecanını hissediyor, fakat aklımda bir soru dönüp duruyordu: "İftara ne yemek yapsam, ama etsiz?"

Küçük bir arayışın ortasında kaybolmuşken, bazen yalnızca basit bir yemek seçimi bile içindeki hisleri uyandırabiliyor. Düşüncelerimi toparlamaya çalışırken, gözlerim eski defterlerdeki yemek tariflerine kaydı. Her biri bir anıyı, bir duyguyu, hatta bir sohbeti çağrıştırıyordu. Bir yandan da yemeklerin sofradaki payı, bir arada olmanın ne kadar kıymetli olduğunun farkına varmamı sağlıyordu. Sofranın çevresinde bir araya gelenlerin birbiriyle paylaştığı anlar, yediklerinden çok daha fazla anlam taşıyordu.

Bu yazıyı yazarken, bir arkadaşımın aklıma düşen hikayesini hatırladım. Belki sizler de onun gibi bir durumla karşı karşıya kalmışsınızdır. İşte hikayemiz burada başlıyor...

Zeynep ve Halil'in Sofra Hazırlığı: İki Farklı Bakış Açısı

Zeynep, yemek yapmak konusunda oldukça hassas bir kadındı. En küçük detayları bile göz ardı etmezdi. Bugün de akşam yemeği için ne pişireceğine karar verememişti. Oğlu için etsiz bir akşam yemeği hazırlamak istiyordu, ama Halil, yani eşi, her zaman pratik çözümler arayan bir adamdı. “Zeynep, bu kadar düşünme. Hızlıca bir şeyler yapalım, sonra da iftarı rahatça açarız,” derdi genellikle.

Zeynep, etin sofrada her zaman bir yere sahip olduğuna inanan bir kadındı. Özellikle iftar sofralarının eksiksiz olabilmesi için, etli bir yemek yapmanın önemli olduğunu düşünüyordu. Ancak Halil, son zamanlarda etten kaçınmayı tercih ediyordu. Sağlık, çevre, hatta hayvan hakları konusundaki endişeleri, onu bu tercihi yapmaya itmişti. Zeynep, bu konuya başta pek sıcak bakmamıştı. “Et olmasa da olur” diye düşünmüştü ama Halil’in kararı, onu düşünmeye zorlamıştı.

İkisi de farklı dünyalardan geliyorlardı. Zeynep, yemeklerin insanları bir araya getiren bir şey olduğunu, sofraların ise sadece karın doyurmanın ötesinde anlamlar taşıdığını biliyordu. Halil ise genellikle çözüm odaklıydı; onu üzmek istemiyordu ama çözüm bulmanın da bir yolunu arıyordu.

Bir sabah, Zeynep’in gözleri parladı. "Etsiz de olsa, mükemmel bir sofra hazırlayabiliriz" dedi. Halil, başlangıçta tedirgin bir şekilde ona baktı. "Yani, bir türlü çözüme kavuşamayan o zor tarifleri yapmak zorunda mıyız?" diye düşündü. Ama Zeynep, onun bu bakışını fark ederek, sevinçle ekledi: "Bugün çok farklı olacak, bana güven."

Etsiz Bir Menü: Zeynep’in Yarattığı Sofra

Zeynep, mutfağa girdi ve Halil’in şüpheci bakışlarına rağmen, başına gelen bu işin altından nasıl kalkacağını biliyordu. Akşam için hazırladığı menüde, etin olmaması başta ona garip gelmişti ama zamanla her şeyin mükemmel olacağına inanıyordu. İlk olarak harika bir humus hazırladı, üzerine biraz nar ekledi, zeytinyağlı enginarlar ve bir kısım meze çeşitleriyle sofrasını donattı. Fırına koyduğu sebzeli kısır da hazırlıklarını tamamlıyordu.

Halil, Zeynep’in yemeklerine her zaman ilgi duymuştu. Ama bu akşam, Zeynep’in yalnızca sağlıklı değil, aynı zamanda ruhunu da besleyecek bir şeyler hazırladığını fark etti. Zeynep’in et yemeklerinden nasıl vazgeçebileceği, ona düşündürdü. "Belki de bu, etin sofradaki yerini sorgulamama neden oluyordur," diye düşündü. Zeynep, her şeyin sadece yemek değil, bir anlam taşıması gerektiğini o an Halil’e hatırlatmıştı. Sofra, sadece bir ihtiyaç değil, sevdiklerinizle paylaşmak istediğiniz duyguları da yansıtırdı.

İftar sofrası, Halil’in düşüncelerini değiştirdi. "Evet," dedi kendi kendine, "Zeynep bir şeyler öğretmeye çalışıyor ve ben de bu öğretiyi kabul etmeliyim." Yavaşça masanın etrafına oturdu ve Zeynep’in hazırladığı bu etsiz menüye büyük bir hayranlıkla bakmaya başladı. Zeynep ise bu anın keyfini sürüyordu. Yemeğin tadı kadar, birlikte geçirilen vakit de onun için çok değerliydi.

Bir Sofra, Bir Anı, Bir Değişim

İftar sofraları, bazen sadece karın doyurmakla ilgili değildir. Bugün, Zeynep ve Halil’in sofrasında olduğu gibi, bazen bir araya gelmek, sevgiyle hazırlanmış bir yemeği paylaşmak, duygusal bir dönüşüm yaşatabilir. Etsiz bir yemek belki başlangıçta eksik gibi hissedilebilir, ama aslında içinde barındırdığı anlamı bir süre sonra derinden hissedersiniz.

Bu hikayeyi sizinle paylaşıyorum, çünkü her birimiz bazen soframızda ne olduğu değil, kimlerle olduğumuzu unuturuz. Zeynep ve Halil’in hikayesinde olduğu gibi, belki biz de farklı bir bakış açısını kabul edebiliriz. Etsiz bir iftar menüsü, aslında yalnızca yemek yapmanın ötesinde, bir dönüşüm, bir anlayış geliştirme fırsatıdır.

Peki, siz bu konuda nasıl düşünüyorsunuz? Etsiz bir iftar sofrası hazırlamak sizin için ne anlama gelir? Kendinizin ve sevdiklerinizin sağlığı için böyle bir değişimi denediniz mi? Yorumlarınızı paylaşarak, bu konuda nasıl bir çözüm üretebileceğimizi tartışalım.
 
Üst